İngilizce konuşulan ülkelerde Skalerler (Pterophyllum sp.), “Angelfish”; yani “Melek Balıkları” olarak adlandırılırlar. Bunların sıra dışı gövde şekilleri ve ağırbaşlı halleri çok sayıda akvaryumcunun kalbini fethetmiştir. Cinsin adı iki Yunanca kelimeden oluşmaktadır; kanat anlamına gelen “pteros” ve yaprak anlamına gelen “fillum”. Skaler Balıkları Cikletgiller familyasına dâhildir, bütün temsilcilerinin yaşam alanı Güney Amerika’dır.
İçindekiler
Genel bilgiler
Modern sınıflandırmaya göre üç tür Skaler vardır:
Scalaria Vulgaris (Pterophyllum scalare) – Klasik bir skaler formudur, doğal rengi gümüşidir. Enine karakteristik şeritleri vardır (genellikle 4 şerit).
Skaleria altum (Pterophyllum altum) – Çok uzun gövdesi ve yüzgeçleri ile ayırt edilmektedir. Bazı bireylerin büyüklüğü 50 cm’ye kadar ulaşır.
Leopold Skaler (Pterophyllum leopoldi) – Küçük skaler türlerinden biridir, sırt yüzgecinin altındaki büyük siyah nokta karakteristik özelliğidir.
Yıllar boyunca çeşitli renk varyasyonları geliştirilmiştir. Son olarak, deniz sölenterelerin genlerini içeren ve parlak, floresan bir renge sahip olan, genetik olarak değiştirilmiş GLO Skalerler çıkarılmıştır.
Dış görünüş
Skalerlerin gövdesi düzleşmiştir, uzun yüzgeçleri vardır. Şekil olarak bir üçgeni veya hilali andırmaktadır. Gövde uzunluğu 15 cm’ye kadardır, yüzgeçleriyle birlikte yüksekliği 25-30 cm’ye kadar ulaşabilir. Karın yüzgeçleri ipliksidir, sırt ve anal yüzgeçleri uzundur, büyük boydadır. Pulları küçüktür. Cinsel dimorfizm belirgin değildir, yetişkin erkeklerin daha dışbükey bir alnı vardır. Beş ana türe ayrılmışlardır:
- Mermer Skaler – Gövdesinde rastgele dağılmış siyah lekeler ve çizgiler vardır.
- Altın Skaler – Genel fonu altın rengindedir, pembe ışıltıları vardır.
- Zebra Skaler – Çok sayıda dikey siyah çizgisi vardır
- Tüylü Skaler – Tüye benzeyen uzun yüzgeçlerle karakterize edilmektedir
- Siyah Skaler – Genel fonu kadifemsi siyah renktedir.
Yaşam alanı
Skalerlerin anavatanı Güney Amerika’dır. Balık, Amazon Nehrinde ve bunun Brezilya, Ekvador ve Peru’daki kollarında yaygın şekilde bulunmaktadır. Skalerler yavaş akan su kütlelerini tercih ederler. Düzleşmiş gövde şekilleri, sualtı bitkilerinin çalılıkları arasında kolayca manevra yapmalarına izin verirken, dikey koyu renkli çizgiler onları yırtıcılar için daha az görünür yapmaktadır. Skalerler, doğada genellikle 10 bireye kadar olan küçük sürüler halinde bulunmaktadırlar. Skalerlerin yaşadığı su kütleleri sıcak, yumuşak ve hafif asidik sularla karakterizedir. Bu nedenle bu güzel balıkların bulundukları akvaryumlarda da benzer koşullar yaratılmalıdır.
Geçmişi
Skalerin ilk tanımı, zoolog-bilim insanı Martin Heinrich Karl Lichtenstein’ın balıkları Zeus scalaris olarak tanımladığı 1823 yılına kadar uzanmaktadır. 8 yıl sonra, Fransız bilim adamı Georges Cuvier de Skaleri (muhtemelen meslektaşıyla aynı şekilde) tanımladı ve buna Platax scalaris adını verdi. Bu cinslere, skalerlere çok benzeyen deniz balıkları da dahil edildi.
Fakat 1840’da ünlü Avusturyalı zoolog Heckel, tatlısu skalerlerini Latince’den tercümesi “kanatlı yaprak” anlamına gelen, Pterophyllum adını verdiği ayrı bir cinse tahsis etti.
“Scalare”nin tür sıfatı “merdiven” olarak tercüme edilmiştir. Balığın adını, sırt yüzgecinde bulunan, merdiven gibi yükselen şeritler için mi, yoksa sadece gövdesindeki çizgili renklendirme için mi aldığı bugüne kadar kesin olarak bilinmemektedir.
Altum Skaler ilk olarak 20. yüzyılın başlarında Jacques Pellegren tarafından tanımlanmıştır. Tür Orinoco Nehri’nin bir kolunda bulunmuştur. Adı “altum” yani “uzun boylu” anlamına gelir ve balıkların uzamış olan sırt ve anal yüzgeçlerine işaret eder.
Avrupa’ya getirilen canlı skalerlerle ilgili ilk güvenilir veriler 1911’e kadar uzanmaktadır. O zamana kadar, balıkları getirmeye yönelik tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Balık, başlangıçta, ticari adı “Blattfische” (“yaprak-balık”) adıyla satılmıştır, bir süre sonra, balık, uzun yüzgeçlerinin melek kanatlarına benzerliği nedeniyle “Angelfish” (Melek Balığı) olarak adlandırılmaya başlandı. Bu isim zamanımıza kadar geldi.
1914’te Alman akvarist Josef Kwankar, yapay koşullar altında Skalerlerden ilk yavruları elde etmeyi başardı. Bir süre sonra, Philadelphia’lı (ABD) William Polinn onun başarısını tekrarladı. Skalerlerin başarılı bir şekilde çoğalma özellikleri uzun süre gizli tutulmuş ve bu da balıkların yüksek maliyetini koruma fırsatı vermiştir. Ancak 1920 yılı itibariyle tüm sırlar açığa çıktı ve skalerler kitlesel olarak üretilmeye başlandı.
İlk Peçeli Skaler 1956’da, Kadifemsi-Siyah Skaler ise bir yıl sonra elde edildi.
1963’te kral ve zoolog Leopold III’ün adını taşıyan üçüncü bir tür olan Pterophyllum leopoldi tanımlandı.
Modern akvaryum kültüründe, yüzgeçlerinin rengi, boyutu ve şekli bakımından farklılık gösteren çok sayıda Skaler çeşidi bulunabilir.
Skaler türleri
Koi Skaler (Melek Koi)
En güzel Skaler türlerinden biridir. Dış yapısı açısından, doğal formdan farklı değildir; yanlardan düzleşmiş bir gövde, uzamış sırt ve anal yüzgeçler, ipliksi abdominaller.
Koi Skalerlerinin rengi, süs Japon Koi Sazanlarının popüler rengine çok benziyor: gövdenin temel sarı rengi üzerinde beyaz, siyah ve parlak noktalar dağılmıştır. Sırtı ve bunun yanı sıra alnı parlak kırmızı renktedir.
Siyah Skaler (Koyu Siyah Melek)
Bu tür, 1957 yılında ABD’nin Michigan Eyaletinin Detroit şehrindeki yetiştiriciler tarafından tespit edilmiştir. Ayrıca “Ludwig Skaler” olarak da adlandırılmaktadır. Form, genellikle gözlerin etrafında kırmızı bir bandın olduğu, yoğun kadifemsi siyah renk (yüzgeçler de dahil) ile karakterizedir. İdeal safkan bireylerde, açık renkli noktalar bir yana, tek bir parlak pul bile olmamalıdır. Ancak zamanımızda safkan siyah bir skaler bulmak oldukça zordur. Bu, soyun saflığını korumak için ciddi ve özenli bir seçilim çalışması gerektirmektedir. Ayrıca Siyah Skalerin peçeli formu da vardır.
Mavi Skaler (Mavi Melek)
Cins, yüzgeçlerinin ve gövdesinin yumuşak mavi rengi ile ayırt edilmektedir. Balık, özellikle canlı bitkilerin olduğu akvaryumlarda etkileyici görünür. Tür, balıklardaki -adını “Filipin Mavisi”nden alan- bir geni ayırt etmeyi başaran Filipinli bir akvaryumcu olan Ken Kennedy tarafından elde edilmiştir. Birkaç yıl süren dikkatli bir seçimle, bu işareti skalerlere sabitlemeyi başardı. Bunun için, istenen sonuca ulaşana kadar Platin Skaleri diğer çeşitlerle çaprazladı. Mavi genli çeşitlerin sayısı günümüzde oldukça yüksek olmasına rağmen, en çok bilinen ve satılan form “Pinoy” Skalerdir.
Kırmızı Skaler (Kırmızı Şeytan)
Bu cinsin bir başka adı da “Kırmızı Şeytan”dır Bu cins, kırmızı pigmentin diğerlerine göre daha güçlü geliştiği Koi Skalerlerinin uzun süre seçilmesiyle elde edilmiştir. Yetiştiricilerde bu balığı, “Kırmızı Hayalet” Skaler adıyla da bulmak mümkündür. Bazı bireylerde, gövde haricinde bazı kısımlarda pullar olmayabilir, bu da tarif edilemez görsel etkiler yaratır. Skalerlerde renklenme yavaş yavaş gerçekleşir. Bir yaşının sonunda genellikle parlaklığının zirvesine ulaşır. Parlak rengin mümkün olduğunca uzun süre dayanabilmesi için balıkların beslenmesine, Tetra Rubin gibi, renk artırıcı yemler eklenmelidir.
Altın Skaler (Gold/Altın Melek)
Altın Skalerin rengi, atalarının formlarından çok farklıdır. Öncelikle, karakteristik çizgilerin olmaması göze çarpar. Balık altın rengindedir, pullar sedef gibidir ve farklı açılardan bakıldığında değerli metal tonlarının eşsiz kımıltıları gözlenir. Yüzgeçleri gövdesinin aksine şeffaftır ve hemen hemen renksizdir. Genellikle diğer türlerden daha kısadırlar. Ancak boyutları oldukça büyüktür, Altın Skalerler uygun hacimli bir akvaryumda 26 cm’ye kadar büyüyebilirler.
Beyaz Skaler (Beyaz Melek)
Adından da anlaşılacağı gibi bu türün gövdesi beyazdır. Çizgileri yoktur, yüzgeçleri şeffaf ve renksizdir. Beyaz Skaleri albino formundan ayırt etmek çok önemlidir. Albinolarda gözün kenarı kırmızıdır, Beyaz Skalerde bu yoktur. Balıkların dış görünüşü ve beslenmesi diğer Skaler türlerine benzer.
Altum Skaler (Altum Melek)
Taksonomistlerin hala tartıştığı çok sıradışı ve ilginç bir skaler türüdür. Doğal yaşam alanı Orinoco Nehri havzasıyla sınırlıdır.
Altum’un diğer Skalerlerden temel farklılıkları şunlardır:
- Çok uzun gövde ve yüzgeçler. Yakalanan bazı bireylerin büyüklüğü 50 cm’ye kadar uzunluğa sahiptirler.
- Güçlü çıkıntılı bir suratı ve alın bölgesinde eyere benzeyen karakteristik bir çukur vardır.
- Balığın gövdesinden geçen dikey çizgiler kırmızımsı bir renk tonuna sahiptir.
- Dikkatli incelendiğinde, diğer türlerde bulunmayan gölgeli şeritler görülmektedir.
- Altumlardaki pulların boyutu diğer Skalerlerdeki pullardan çok daha küçüktür.
Sıradan Skalerlerin yüksek beyaz formları, piyasada Altum Skalerler gibi satışa sunulmaktadır. Altumların akvaryumda üremesi henüz sağlanamamıştır. Akvaryumlarda genellikle vahşi doğada yakalanan bireyler vardır.
Bakım ve besleme
Çoğu Skaler çeşidini beslemek için çift başına 100 litrelik bir akvaryuma ihtiyaç vardır. Akvaryumun yüksekliğinin en az 50 cm olması tercih edilir. Bireylerin maksimum büyüklüğü doğrudan su hacmine bağlıdır. Bu aktif ve oldukça hareketli balıkları 6 bireyden oluşan bir sürü halinde beslemek en iyi seçim olacaktır. Sürü içinde Skalerlerin sıkı bir hiyerarşisi vardır. Genellikle, periyodik olarak çatışmalar düzenleyerek diğerlerine karşı üstünlüklerini aktif olarak gösteren bir çift baskındır. Zemin toprağı olarak, canlı bitkilerin yetiştirilmesi için uygun olan ince çakıl taşları veya kaba kum kullanılır. Yoğun bitki örtüsünün olduğu bölgelerin oluşturulması önerilir; akvaryum skalerleri de, doğal akrabaları gibi yoğun çalılıklarda sorunsuz bir şekilde yüzebilirler ve ayrıca tehlike durumunda bunların arasına saklanırlar (örneğin, diğer bireylerin saldırganlığından kaçınmak için). Zemine doğal kütükler veya mağaralar konulabilir. Toprağı kazmamaları ve canlı bitkilere neredeyse hiç zarar vermemeleri, Skalerler beslemenin olumlu bir yanıdır.
Skalerler temiz, oksijen bakımından zengin suyu severler. Bu nedenle akvaryumun iyi bir şekilde filtrelenmesi ve havalandırılması gerekli olacaktır. Bu amaçla dış filtreler ve verimli hava motorları kullanmak en iyisidir. Skalerler parlak aydınlatmayı iyi tolere ederler, bu nedenle aydınlatma, yetiştirilen bitkilerin ihtiyaçlarına göre seçilmelidir.
Skalerler tropikal balıklardır, su sıcaklığının 24°C’den daha aşağıya düşmemesi tercih edilir. Balıklar suyun sertliği konusunda seçici değildirler ve hemen hemen her değere kolayca adapte olurlar. En uygun parametreler 5-15 dGH olacaktır. Akvaryumdaki suyun hafif asidik veya nötr olması en iyisidir (pH = 6.5-7.5). Akvaryumdaki su hacminin % 25-30’unun haftalık olarak değiştirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Kötü besleme koşulları Skalerlerin renk yoğunluğunun kaybolmasına, gövdelerinin soluklaşmasına, karakteristik parlaklıklarının yok olmasına yol açacaktır.
Skalerler, iyi koşullar altında 10-15 yıla kadar yaşayabilirler.
Uyumluluk
Skaler, genel akvaryumda beslemek için oldukça uygun olan çok sakin ve barışsever bir balıktır. Fakat bazen içlerindeki agresif “ciklet ruhu” patlak verir ve Skalerler küçük balıkları oldukça belirgin bir şekilde hırpalayabilirler. Özellikle yumurtlama sırasında tehlikeli olurlar, yabancıları yumurtladıkları yerden uzaklaştırırlar. Skalerlerle birlikte beslemek için büyük doğurgan balıklar çok uygundur – Molliesler, Kılıçlar; Labirentler – Guramiler, Cüce Guramiler; Yayınlar – Çöpçü Balıkları, Torakatumlar, Ancistruslar. Skalerlerin ipliksi göğüs yüzgeçlerini ısıracak olan Barbuslar kötü komşular olacaktır. Ayrıca, sıcaklık koşullarındaki farklılık nedeniyle bunları Japon Balıkları ile birlikte de beslememek gereklidir. Büyük veya küçüklerden oluşan Tetra sürüleri genellikle Skalerlerle iyi geçinmesine rağmen, bunların avları olabilecek olan çok küçük Tetralar, Skalerler için komşu olarak uygun değildir. Bu balıklar, çoğunlukla akvaryumda Diskusların yanına yerleştirilirler. Bu da hiç doğru değildir, çünkü Diskusların olduğu akvaryumlardaki yüksek sıcaklık, Skalerler için uygun değildir.
Skalerlerin beslenmesi
Skalerlerin akvaryum koşullarında beslenmesi zor olmayacaktır. Her türlü yemi gayet güzel bir şekilde yerler: canlı, dondurulmuş, kuru. Canlı bitkilerin yumuşak kısımlarını yemek için tereddüt etmezler. Yemlerin besleyici, çeşitli olması ve tüm yararlı vitaminleri içermesi en önemli husustur. Tüm bu koşullar, 70 yılı aşkın bir süredir evcil hayvanlarınız için pazara en yüksek kalitede yemler sunan Tetra Şirketi tarafından karşılanmaktadır. Skalerler suyun yüzeyinde, daha az sıklıkta da akvaryumun orta katmanlarında beslenmeyi tercih ederler. Bu ihtiyaçlar göz önünde bulundurulduğunda, aşağıdaki kuru yiyecekler Skalerleri beslemek için oldukça uygundur:
- TetraMin, her türlü tropikal balık için pul şeklinde tam bir yemdir. 40’tan fazla hammaddeden üretilmiştir ve günlük balık yemi olarak mükemmeldir. Pullar uzun süre yüzeyde kalır, bundan sonra yavaşça dibe inerler.
- TetraPro Algae, her türlü tropikal balık türü için yüksek kaliteli bir cips yemidir ve koruyucu düşük sıcaklık teknolojisiyle üretilmiştir. Artan besin değerine sahiptir ve kolay sindirilebilir. Skalerlerin bitkisel besin ihtiyacını tam olarak karşılayacak olan spirulina konsantresi içermektedir.
- Tetra Rubin, her türlü kırmızı, turuncu ve sarı süs balıklarının parlaklığını ve renk dolgunluğunu koruyan, doğal renk arttırıcıların olduğu, pul veya granül şeklinde eksiksiz klasik bir yemdir. Renk güçlendirici etkisi, uygulamanın ikinci haftasından itibaren fark edilir. Kırmız Skaler gibi cinslerin renklerinin solmaması için gereklidir.
Skalerleri günde birkaç kez, balık tarafından birkaç dakika içinde yenebilecek bir yemle beslenmek gerekmektedir. Gıda çeşitliliği için, Tetra Freshdelica’nın doğal lezzetlerini beslenmeye dahil etmek çok yararlı olacaktır – bunlar, evcil hayvanlarınızın kesinlikle beğenecek olduğu, besleyici jöle içindeki geleneksel yem organizmalarıdır (Güveler, Daphnia, Artemia, Kril).
Üreme ve çoğaltma
Skalerler tek eşli balıklardır; akvaryumda kendi kendilerine çiftler oluştururlar. 8-12 aylıkken cinsel olgunluğa ulaşırlar. Balıklarda cinsel dimorfizm belirgin değildir, balıkları erken yaştayken cinsiyete göre ayırt etmek neredeyse imkansızdır. Yetişkinlerde ana işaret sırt ve karın çizgisidir. Bu çizgi dişilerde neredeyse düzdür, ancak erkeklerde bir açı oluşturur. Ayrıca çoğunlukla, dişilerin alınlarında yağ yumrusu yoktur. Yumurtlama sırasında dişilerde geniş bir yumurtlama tüpü de görülebilir. Yumurtlamadan önce, erkek ve dişi mutlaka bir arada tutulmalıdır, çünkü erkekteki cinsel ürünler sadece bir dişinin varlığında olgunlaşır.
Yumurtlama doğrudan akvaryumda gerçekleşebilir; yumurtalar genellikle kayalara veya ekinodorinler veya kriptokorinler gibi geniş yapraklı bitkilere bırakılır. Ancak diğer türlerin bulunduğu bir akvaryumda yavru almak son derece zordur; gençler başka türler tarafından yenebilir. Bu nedenle, çifti önceden hazırlanmış olan 80 litre hacimden başlayan hacimde bir yumurtlama haznesine almak mükemmel bir seçenek olacaktır. Akvaryumda havalandırmanın sağlanması ve büyük yapraklı bitkilerin ekilmesi gereklidir. Su nötr ise, sıcaklık ve sertliğin birkaç derece yükseltilmesi tercih edilir.
Çift, yumurtlamadan önce, yumurtlama için seçtikleri bitkinin yaprağını aktif olarak temizler. Bundan sonra dişi, yumurta atma sürecine başlar ve erkek yumurtaları döller. Yumurtlama üst üste birkaç saat sürebilir. Dişi bir kerede 300 ila 700 yumurta bırakabilir. Skalerlerde ebeveyn içgüdüsü oldukça belirgindir – şefkatli çift, yüzgeçleriyle duvarları düzenli olarak havalandırır ve bozulan yumurtaları temizler. Mantar hasarını önlemek için biraz metilen mavisi eklemek yararlı olacaktır.
Yumurtanın kuluçkası iki gün sürer, bundan sonra larvalar yumurtadan çıkarlar ve ebeveynler çürüyen yumurta kabuklarından enfeksiyon kapmamaları için bunları yeni bir bitkiye aktarırlar. Yaklaşık 7 gün boyunca (yumurta sarısı kesesi olduğu sürece) larvalar yapışkan kordonlar yardımıyla bir yaprağa asılırlar, bundan sonra, yavrular yüzmeye başlarlar. Akvaryuma kaliteli bir filtre takılması tavsiye edilir. Yavruların emilmemesi için, bunun havalandırma tipinde olması en iyi seçenek olacaktır. Çok fazla yavru varsa amonyak ve nitrit zehirlenmesini önlemek için onları farklı akvaryumlara yerleştirmek gerekir. Yem artıklarını sifonla temizlemek iyi olacaktır.
Yavruları tuzlu nauplii su karidesi veya yüksek kaliteli rendelenmiş kuru yiyeceklerle, örneğin TetraMin Baby ile beslemek gelişimleri açısından oldukça önemlidir.
Maalesef, ebeveynler bazen kendi yumurtalarını yiyebilirler. Bu nedenle, yumurtaların olduğu bitkiyi 10-15 litre kapasiteli ayrı bir akvaryum kuluçka haznesine nakletmek en iyi tavsiye olacaktır. Su seviyesi en fazla 15 cm olmalıdır. Akvaryuma 30°C sıcaklığa ayarlanmış bir ısı düzenleyici yerleştirilmelidir. Tetra HT serisi ısıtıcılar bunun için oldukça uygundur. Yumurtaların hava ile temas etmeyecek şekilde aktarılması gerekmektedir. Haznedeki suyun parametreleri ortak akvaryumdakilerle aynı olmalıdır. Yaprağın altına küçük bir hava akımına sahip bir püskürtücü koymak ve beyazlamış olan yumurtaları düzenli olarak temizlemek iyi olacaktır.
Balıklar, 1-1,5 ay sonra yetişkin Skaler formunu alırlar. Bu dönemde kaliteli kuru yiyecekleri rahat bir şekilde yiyebilirler. Yavruları günde 4 ila 6 kez beslemek gerekir.