Doğa bize bir akvaryumda besleyebileceğimiz bir sürü balık türü vermiştir. Ancak meraklı bir insanın aklı durdurulamaz, bu nedenle insan eliyle üretilen ve doğada bulunmayan yapay türler süs balığı yetiştiriciliğinde kendini gösteremeye başlamıştır. Kırmızı Melez Papağan Balığı insan eliyle ortaya konmuş yegâne örneklerden biridir.
İçindekiler
Genel bilgiler
Papağan Balığı (Red Parrot Cichlid) ilk olarak 90’lı yılların başında Tayvanlı yetiştiriciler eliyle ortaya çıkmıştır. Bu melez türlerin üretimiyle alakalı yapılan çalışmalar sır olarak saklanmaktadır. Burada açık olarak bilinen bir konu, bu türlerin Güney Amerika kökenli olmalarıdır. Kırmızı Papağan Balıkları için baba rolünü oynayacak adaylar şunlardır:
- Paraneetroplus Synspilus ve Midas
- Kızıl Şeytan ve Severyum Balıkları;
- Kızıl Şeytan ve Severyum Balıkları + Chromis Fenestrata.
Bu nedenle bu balığa üç melez olarak ad verilmektedir.
On yıllar boyunca bu türün değişik renklerde türleri üretilmeye çalışıldı. Şimdilerde ise bu türün genel olarak Kırmızı Papağan Balığı ismiyle ticaretinin yapıldığını görmekteyiz.
Bu tür balıkların üretilmesinin ahlaki açıdan ne derece doğru olduğu hala toplum tarafından tartışılmaktadır. Gerçekten de, balıklarda bu melezleme sürecinde, vücut kısımlarında ve iç organlarda önemli yer değişiklikleri meydana gelir. Ağız şeklindeki değişiklik, balığın sadece belirli yiyecek türlerini yiyebileceği anlamına gelmektedir. Bu balık türlerinin birçoğunun yapay boyalarla renklendirildiği, dövmeler yapıldığı, kuyruklarının kesildiği gerçeklerini duyduktan sonra buna değer mi diye sormadan edemiyoruz. Bütün bunlara rağmen yukarıda bahsi geçen üçlü melez balık cinsi birçok meraklının ilgisini değişik renkleri ve çekici görünümüyle cezbetmektedir.
Dış görünüş
Görünüş olarak Papağan Balığı bir fıçıya benzemektedir. Vücut kısa ve yuvarlaktır. Bu balığın olağan dışı şekli ve vücudunun parlak renkleri nedeniyle ticari bir isim olan Papağan tercih edilmiştir. Ağız küçüktür, neredeyse üçgen şeklindedir. Böylece dudaklar tamamen kapanmaz ve genellikle yandan geniş bir gülümseme gibi görünür. Ağız sadece dikey olarak küçük bir açıyla açılabilir.
Yüzgeçler küçük ve eşittir. Anal ve sırt yüzgeçlerinin uçları uzun ve devamlı bir biçimde kendisini sergiler. Kuyruk tek düzedir. Bu balıklarının bazılarının kuyrukları kalp biçimindedir. Bunlara Aşk Kalp Papağanı (Love Heart Parrot) şeklinde bir isim de verilmektedir.
Omurga kavisli, gözlerin irisi büyüktür. Vücudun olağan dışı şekli ve iç organlardaki (yüzme kesesi dahil) anatomik değişiklikler, çok aceleci olmalarına rağmen, balıkların biraz garip şekilde yüzmesine neden olmuştur.
Uygun akvaryum koşullarında bu balığın boyu 25-30 cm’ye kadar ulaşabilmektedir.
Bu balıkların renkleri çok çeşitlilik gösterir. En yaygın renkleri sarı, kırmızı ve beyazdır. Beyaz renkliler çok az rastlanan bir çeşittir. Bu renkler en kararlı olanlardır ve ilerleyen zamanlarda değişiklik göstermez. Diğer tüm renkler, mor, yeşil, mavi gibi renkler yapay yollarla üretilmektedir ve uzun süre kendini koruyamazlar. Papağan Balıklarının dövmeli cinslerine de sıklıkla rastlayabiliriz. Bazı durumlarda vahşi renklerle de karşılaşmamız mümkündür. Bunlara örnek olarak Cichlasoma ve Acara cinsleri sayılabilir.
Ayrıca Kırmızı Papağan balıklarının diğer bazı türlerle çok sayıda melezi de üretilmiştir. Bunlar diğer Ciklet türleri, Flower Horn gibi ünlü balıklardır.
Erkek ve dişiler arasında görünüm olarak farklılıklar mevcut değildir. Bir erkeği dişiden ayırt etmek neredeyse imkânsızdır. Bu balıklar sadece yumurtlama esnasında vücutlarındaki değişiklikten ötürü ayırt edilebilirler.
Yetişme ortamı
Papağan Balığı doğada bulunmayan tamamen yapay bir türdür. Türler arası melezleşmeden kaynaklanan ciddi anatomik ve morfolojik değişiklikler, bu tür melezlerin doğal ortamlarda yaşamalarına ve doğal türlerle var olma mücadelelerini kazanmalarına izin vermez. Ancak balıklar bir akvaryumda oldukça uzun bir ömür yaşayabilir. Birçok akvaryumcu bu tür melezlerin yaratılmasına karşı çıkıyor ve Papağan Balıklarının üremesini yasaklamaya çalışıyor. Bunun için oldukça geçerli nedenler olduğunu belirtmek isteriz. Piyasada bulunan balıkların büyük bir yüzdesi yapay olarak renklendirilmiştir. Bu süreç, ilk bakışta göründüğü üzere insani olmaktan uzaktır. Bununla alakalı olarak iki tane yol vardır:
1. Boya çözeltisine yerleştirme. Bunu yaparken öncelikle balık belirli bir alkaliye daldırılır. Bu sıvı cilt tarafından salgılanan mukusun (Küçük yaralanmalara ve enfeksiyonlara karşı koruma özelliği olup suda daha iyi kaymayı sağlamaktadır) çözülmesine neden olur. Mukus çıkarıldığında, balık bir boya çözeltisine ve ardından yeni bir mukus örtüsü oluşumunu uyaran başka bir kimyasal sıvının içerisine daldırılır. Bu tür operasyonların balıklarda ciddi strese neden olduğu ve bağışıklık sistemini zayıflattığı bilinen bir gerçektir. Birçok balık bu aşamadan canlı olarak çıkamaz ve piyasaya sürülemezler.
2. Enjeksiyon yöntemi. Bu yöntem dövme yapmaya benzemektedir. Balığın derisinin altına iğne ile boya verilir ve adım adım balığın istenen renge dönmesi sağlanır. Bir desen elde etmek için, balıklar için oldukça stresli olan çok sayıda enjeksiyon yapmanız gerekir. Enjeksiyon bölgeleri enfeksiyon kapabilir. Balık kaybını önlemek için yükleme dozlu antibiyotikler kullanılmaktadır. Bütün bunların Papağan Balıklarının sağlığı üzerinde olumsuz etkileri vardır.
Bakımı ve yetiştirilmesi
Papağan Balığı beslemek için en az 200 litre hacimli geniş bir akvaryuma ihtiyacınız vardır.
Bu balıklarda atlama vakaları görüldüğü için akvaryumun üzeri kapatılmalıdır. Balıklar çok büyüktür ve çok fazla atık üretirler. Bu nedenle filtrelemeye çok dikkat edilmelidir. En iyi seçim, uygun güce sahip bir dış filtredir. Ayrıca suyun havalandırılması da gerekir.
Balık, siyah bir arka plan üzerinde mümkün olduğunca zıt görünmektedir. Toprak olarak kum veya büyük yuvarlak çakılları seçmek en iyisidir. Papağan Balıkları, bazen akvaryumun düzenini kökten değiştirerek, yeri kazmaya ve yuvalar inşa etmeye eğilim gösterirler. Balığı 3-5 üyeden oluşan küçük sürülerde tutmak uygun olacaktır. Ne yazık ki, papağan balıklarındaki cinsiyet farklılıkları çok zayıftır ve bu nedenle akvaryumda fazlaca erkek balık olacak ve kendi türdeşlerini kovalayan baskın gruplar oluşacaktır. Böyle durumlar için barınaklar ya da kovuklar uygun olacaktır. Akvaryuma koyacağımız kuru odun parçaları sayesinde bunu sağlamış oluruz.
Aydınlatma çok parlak olmamalıdır, aksi takdirde Papağan Balığının rengi açılacaktır. Balıkların olabildiğince etkileyici göründüğü kırmızı spektrumun baskın olduğu lambaları seçmek en iyisidir. Mavi lambalar takıldığında bu balıklar solgun görünecektir.
Bu balıklar için su göstergeleri şu biçimdedir: Sıcaklık = 27-29°C, pH = 6.5-7.5, GH = 5-7.
Haftada bir kez, akvaryum içerisindeki suyun % 20-30 oranında yenilenmesi gerekmektedir.
Papağan balıklarının bitkilerle uyumluluğu belirsizdir ve muhtemelen belirli bir bireyin bireysel özelliklerine bağlıdır. Bazı balıklar canlı bitkileri tamamen görmezden gelirken, diğerleri ellerinden geldiğince onları yok etmeye çalışırlar. Bu nedenle, her ihtimale karşı sert yapraklı bitki türlerine odaklanmak daha iyidir. Bunlara örnek olarak Kriptokorin gösterilebilir. Bunun sıkıca sabitlenmesi gerekmektedir. Yoksa balıklar bitkilerin köklerini yolabilirler.
Papağan balıkları sahibine çok bağlıdır ve her zaman akvaryumun ön duvarında toplanarak onu karşılarlar. Kendilerine dokunulmasına ve okşanmaya izin verirler.
Bu balıkların beklenen ömürleri yaklaşık 10 yıldır.
Uyumluluk
Bu balıkları içi iyi görünen bir akvaryumda beslemek en iyisidir. Eğer yanlarına komşu belirlemek istiyorsanız orta ve büyük boyda hareketli balıklar tercih etmeniz gerekir. Kırmızı papağanlar çoğunlukla barışçıldır, ancak bazıları oldukça saldırgan tavırlar sergileyebilirler. Çift ayrıca yumurtlama döneminde akvaryumdaki diğer türlere karşı saldırganlık gösterebilir.
Papağan Balıkları saldırgan olmayan Ciklet Balıklarıyla bir arada yaşayabilirler. Bunlar: siyah çizgili Cichlasoma, Sarı Prenses Balığı ve benzeri balıklardır. Köpekbalığı Barbusu, Melanotaeniidae, Pterophyllum gibi türlerle de bir arada bulunabilirler.
Papağan Balıklarına küçük türlerden komşular seçmemelisiniz: Neonlar, Lepistes ve Tetralar. Bu balıklar Papağan Balıkları için kolay birer av olacaklardır.
Balıkların beslenmesi
Papağan balığı beslemenin özgünlüğü iki ana faktör tarafından belirlenir. Bunlar; alışılmadık biçimdeki ağız açıklığı ve parlak vücut rengini koruma ihtiyacıdır. Akvaryumda balıkların hemen hemen her türlü yemi yiyebilmesine rağmen balığın beslenme özellikleri dikkate alınarak yüksek kaliteli kuru yemler kullanılmalıdır. Tetra, Kırmızı Papağan Balıkları için Tetra Red Parrot isimli granülller halinde yüzen özel bir yem oluşturmuştur. Bu yuvarlak toplar uzun süre suyun üzerinde dururlar ve balıkların kendisini yemeleri için uygundurlar. Doğal renklendiriciler balığın renk tonunu dengeleyici etkiye sahiptir. İki haftalık bir beslenme grafiğinden sonra bile bu farkın anlaşılması mümkündür.
Alternatif olarak, tüm türler için eksiksiz bir yem olan Tetra Cichlid Color yemi kullanabilirsiniz. Bu yemler birçok Ciklet için besin açısından zengindir ve doğal renk artırıcılar içerir. Papağan Balıklarının obeziteye yatkın olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle onları fazla beslememeniz gerekir. Küçük porsiyonlarla günde birkaç kez yem vermek uygun olacaktır.
Üreme ve gelişme
Erkek melezler tamamen kısır olduğu için amatör bir akvaryumda, Papağan Balığı yavruları elde etmek mümkün değildir. Durumun bu şekilde olmasına rağmen Kırmızı Papağan çiftleri, ilginç çiftleşme eğilimleri gösterirler.
Genellikle işe bir yuva inşa etmekle başlarlar. Balıklar daha sonra içine yumurta bırakacakları büyük bir delik açarlar. Bazen yumurtalar, bitki yapraklarına veya düz süslerin üzerine bırakılırlar. Ebeveynler yuvayı dikkatli bir şekilde korur ve daha yakına yüzmeye çalışan herhangi bir yabancı olursa bertaraf edilirler. Papağan balıkları içgüdüsel olarak yumurtalara (ata türlerinin mirası) bakarlar, örneğin su akışını artırmak için yüzgeçleriyle onları havalandırırlar. Ne yazık ki tüm çabalara rağmen, birkaç gün sonra döllenmemiş yumurtalar beyazlaşır ve ölür, ardından diğer balıklar veya kendileri tarafından yenilirler.
Dişi bir Papağan Balığının yumurtladığı yumurtaların, yakın akraba bir erkek tarafından döllendiği durumlar vardır. Bu balık türü Cichlasomadır. Bu yöntemle yumurtalar hayat bulabilmektedirler ama sonuç olarak Papağan Balıklarına benzemeyen bir tür ortaya çıkmaktadır.